Elon Musk’un alçak yörüngeye binlerce uydu gönderdiğini gördükten sonra insan merak etmeden duramıyor: Neden biz de bütün çerçöpümüzü uzaya göndermiyoruz? Ya da doğrudan Güneş’e?
Populer Science Türkçe’nin cevap verdiği bu soruya göre Dünyalılar muhtemelen çöpleri bildiğimiz uzaya yollama alışkanlığını henüz kazanmadı çünkü buna paramız yetmez.
Buffalo – New York Eyalet Üniversitesinde çalışan ve Popular Science‘a konuşan Makine ve Havacılık Mühendisliği Profesörü John L. Crassidis şöyle açıklıyor: “Maliyet yönünden hiç yapılabilir bir şey değil. Bunun için büyük miktarda itiş gücü ve yakıt gerekir.” Zor olmasının bir sebebi de çöplerimizin Dünya’da olduğu gibi herhangi bir yere öylece gidemeyecek olması; mikroplastikler kelimenin tam anlamıyla her yerde ve Büyük Pasifik Çöp Adası, ABD’nin Teksas eyaletinin yaklaşık iki katı boyutunda.
Ancak bir şekilde hepsini toplayıp uzaya yollamak için paketleyebilseydik, “Dünya’nın etkisinden uzaklaştırmanız gerekirdi” diyerek uyarıyor Crassidis. Yani yüzeyden en az 35.000 kilometre uzağa yollamamız gerekirdi. Öbür türlü çöplerimiz uydularla çarpışır ve nihayetinde tekrar geri gelirlerdi. Zaten görece düzenlenmemiş bir yörünge çöpü problemimiz var: Yukarıda on binlerce cismin olduğu biliniyor ve sayıları giderek artıyor. Neyse ki çoğu Dünya’nın atmosferine girerken yanıyor ama bu yılın başlarında uzay istasyonunun büyük bir parçası atmosferden kurtulup ABD’nin Florida eyaletindeki bir eve çarpmıştı.
Peki çöpümüzü Ay’a doğru ateşlesek nasıl olur? “Ay’ın etrafına göndermeyi hiç istemezdiniz” diyor Crassidis, “çünkü Ay’a çarpar değil mi? Çöplerimizin Ay’da birikmesini mi istiyorsunuz?” (Kayıtlara geçsin diye sayın okuyucu, ben istemiyorum.) Crassidis, Mars’ta bile böyle bir şeyin günün birinde ters tepebileceğini açıklıyor.
“Bugünden itibaren 200 yıl sonrasını düşünmelisiniz; ümit edelim ki kızıl gezegeni kolonileştiriyor olalım. Orada da çöp olsun istemezsiniz.”
Tamam, peki ya Güneş? Bu fikir gerçekte ne kadar gülünç? “İlk olarak tüm bu şeyleri alıp merkezi bir konuma koymanız ve o kadar fazla çöpü (bu kadar büyük bir yükü fırlatamayacak) bir rokete yerleştirmeniz ve sonrasında o yükü Güneş’e göndermeniz gerekiyor; bu maliyetin de ötesinde imkansız bir şey” diyor profesör ve trilyonlar üstüne trilyonlarca dolar gerekeceğini ileri sürüyor: “Çünkü bir seferde yalnızca belli miktarda şey fırlatabilirsiniz, değil mi?”
Crassidis, gelecekteki teknolojik gelişmelerin böyle bir kabiliyeti mümkün kılacağını varsayarak günün birinde çöpleri Güneş’e ateşlemenin işe yarayabileceğini düşünüyor. O zaman için bile fırlattığımız roketlerin atmosferde meydana getireceği etkilerle ve geri gelen bütün uzay çöpleriyle (ölü uydular ve atılmış teçhizatlar) ilgili fazla şey bilmiyoruz.
“Kötü bir şey olmamasını umalım” diyor Crassidis, “ama olabilir, değil mi?”
Dünya’nın çöp sorununu Güneş sisteminin sorunu haline getirerek çözme fikri, bilim kurguda ortaya çıktı. 1999 tarihli anime Planetes‘te bir uzay çöpü toplama aracı vardı ve 2075 yılında Dünya etrafında dolaşan bütün ıvır zıvırlarla uğraşıyordu. Ayrıca Futurama‘nın sekizinci bölümünde Dünya, kendi çöpünden oluşan devasa bir topla yıkılma tehdidiyle karşılaşıyordu. O 1999 tarihli bölümün hikayesi incelendiğinde “başımıza neler gelebileceğinin bir örneğini” veriyor olsa da; (kafalarımız ve uzay seyahatinin geleceği için) ümit edelim ki gerçekte böyle olmasın.