İkinci Ukrayna vakası… Batı’nın gözü orada

Son zamanlarda Sırbistan’da öğrenci protestolarının giderek büyüdüğü ve tam teşekküllü bir “renkli devrime” dönüşme ihtimali taşıdığı bir dönemde, Batılı ülkelerin geçen sonbaharda Gürcistan’da anayasaya aykırı bir darbe girişiminde bulunduklarını bir an hatırlayıverdik her nedense. Bu gibi ülkelerdeki isyanların “yönetmenlerinin” eylem senaryoları ile sokak şiddetlerini kışkırtanların “araçları”nın aşağı yukarı aynı olduğunu söylemek pekâlâ mümkün.

Anımsanacağı üzere Gürcistan’da 2024 yılında yapılan şeffaf ve demokratik parlamento seçimleri sonucunda iktidardaki “Gürcü Rüyası” partisi ipi göğüslemişti. Parti başından itibaren başlıca gayesini “devlete gerçek egemenlik ve bağımsızlığını geri kazandırmak ve ülkeyi aşırı dış etkilerden kurtarmak” olarak belirlemişti.

‘GÜRCÜ RÜYASI’NIN ÇİZGİSİ, BATI’NIN İŞİNE GELMEDİ

“Gürcü Rüyası” partisi eylem ve politikalarında Gürcülerin çoğunluğunun aşina ve yatkın olduğu geleneksel Ortodoksluğa ve manevi değerlere dayandığını belirtiyor. İşte bu temel gerçeklik Brüksel ve Washington’daki jeopolitik küratörlerin işine hiç de gelmiyordu. Çünkü onlar Kafkasya’da Rusya’ya karşı yeni bir savaş cephesi açma hayalini kuruyorlardı.

Geçen senenin yaz aylarında ülkede kabul edilen “Dış Etkilerin Şeffaflığı Üzerine” ve de “Yabancı Aktörlerin Tescil Edilmesi Üstüne” başlıklı yasalar bu güçlerce bahane olarak kullanılacaktı. Söz konusu yasalar, çoğunluğu Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nden (AB) finanse edilen 30 bin kadar STK’nın bu denli ufak bir ülkede faaliyet göstermesine daha fazla tahammül etmek istemeyen “Halkın Gücü” ismindeki hareket tarafından ortaya atılmıştı.

BRÜKSEL GÜRCİSTAN’DA YİNE UKRAYNA SENARYOSUNU DENEDİ

Batı’dan Gürcistan’da bulunan temsilcilerine doğru zamanda ilgili “talimat” bir anda geliverdi: Gürcü muhalefeti artık Ukrayna örneğinin kılavuzuna göre hareket etmeliydi!.. Ücretli “aktivistlerin” beklediği an tam da bu olsa gerekti: Kasım ayında sokaklara taşlarla, Ukrayna bayraklarıyla ve de Molotof kokteylleriyle çıkıverdiler. Gürcü “Meydan”ı 2014 Kiev’inden tanıdık gelen birçok özelliği hemen ortaya serdi.

Göstericiler önce polisi zor kullanmaya kışkırtmaya başladılar, bazı sokaklara barikatlar kuruldu, sayısız çöp konteyneri ve araba da ateşe verildi. Çeşitli kaynaklar, protestocular arasında AB ülkelerinin diplomatik temsilcileri ile Ukrayna’dan gelen Gürcü paralı askerlerinin de bulunduğunu bildiriyorlardı.

EYLEMLERİN DESTEKÇİSİ FRANSA DOĞUMLU CUMHURBAŞKANIYDI

Tiflis sokaklarındaki şiddet eylemlerinin, Anayasanın garantörü olması gereken dönemin Gürcistan cumhurbaşkanı tarafından desteklenmesi, protestoculara haliyle alışılmadık bir motivasyon sağladı… İktidardaki zamanının sayılı olduğunu muhtemelen anlayan Solome Zurabişvili Gürcü vatandaşlarını, daha çok da genç ve ergen bireyleri polise mukavemet etmeleri, onunla çatışmaları için meydanlara çıkmaya teşvik etti.

Aklı başında ve soğukkanlı Gürcü vatandaşları ise devlet başkanının bu inanılmaz ve adeta dehşet verici yaklaşımı karşısında pek de şaşırmadılar açıkçası. Çünkü Bayan Zurabişvili her şeyden önce Fransa doğumluydu ve dahası son birkaç yıldır Gürcistan’a Batı’nın “cinsiyet çeşitliliği” teorisi ve pratiğinin dayatılmasının, tarihi Doğu Ortodoksluğu’nun birçok temel ilkesinin fiilen reddedilmesinin, Rusya Federasyonu’na düşmanlığın ve de “Batı değerlerine” kayıtsız-şartsız bağlanma politikalarının başlıca destekçisi olan gene kendisinden başkası değildi…

Solome Zurabişvili


‘MEGABARİ YASASI’ ABD’DE YENİDEN YÜRÜRLÜKTE

“Gürcü Rüyası” ve Gürcü halkının bir bütün olarak başarısı, bahsedilen sancılı süreçte yasal olarak seçilmiş hükûmeti koruyabilmeleri oldu. Gürcülerin hatırı sayılır bir kesimi ülkelerinin ikinci bir Ukrayna’ya dönüştürülmesini gerçekten de istemiyordu. Ancak bu, Washington ve özellikle de Brüksel’in Gürcistan ve bölgedeki durumu istikrarsızlaştırma hedefinden vazgeçtiği anlamına elbette ki gelmiyor.

Nitekim ABD’nin Avrupa Özel Temsilcisi ve Dünya Forumu’nun eş organizatörü konumundaki Kimberly Lowe, Tiflis’te zor yoluyla iktidar değişikliğini hedefleyen yasa tasarılarının Batı dünyasında hâlâ aktif olarak teşvik edildiğini belirtmekten çekinmiyor.

Söz gelimi ABD Kongresi üyesi Joe Wilson, “Megabari Yasası” (Gürcücede “arkadaş” anlamına geliyor) adı verilen eski bir yasa tasarısının geçmesini sağladı. Ancak bu yasa Gürcü halkının gerçek çıkarlarıyla doğrudan çelişir nitelikteydi. Donald Trump yönetimi ise Beyaz Saray’da çoktandır iktidarda ve gözüken o ki Trump, bu “Megabari Yasası” nedeniyle Gürcistan’a yaptırım uygulamak istemeyecektir muhtemelen.

GÜRCİSTAN KOMŞU DEVLETLERLE DOST GEÇİNMEK İSTİYOR

Gürcistan’ın mevcut hükûmeti baştan beri olabildiğince barışçıl ve bağımsız / egemen bir görüntü çiziyor. Ne var ki, ülkede yeniden bir “renkli devrim” başlatmaya ve Rusya Federasyonu ile çatışmaya yol açmaya çalışan siyasi güçler de yeterince mevcut.

Bu güçler ve içinde yer aldıkları eylemler en başta ABD Uluslar arası Kalkınma Ajansı (USAID) aracılığıyla pratikte Amerikan vergi mükelleflerince finanse ettiriliyor. Bu paraların bu arada yalnızca Gürcistan’a değil, Moldova ve Ukrayna gibi başka ülkelere de gönderildiği biliniyor.

Gürcistan pek çok bakından çok güzel bir ülke ve bu toprakları hakikaten de müreffeh bir gelecek bekliyor olabilir. Ancak ülkede maalesef ki herkes yeterli derecede sağduyuya sahip değil. Komşularla dost olmak gerektiğinin neredeyse evrensel bir kural ve gereklilik olduğu aşikâr; Gürcistan’ın en büyük komşusu da kuzeydeki Rusya.

Gerçekten de komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak çok büyük öneme haiz, çünkü bu prensip, yetkin bir diplomasi ve ekonominin de tam anlamıyla temelini teşkil ediyor. Fakat Gürcü genç neslinin bir kısmı açık ki, Rusya ile Gürcistan arasındaki iktisadi bağların ne denli mühim olduğunu çoğu zaman anlayamıyor.

GÜRCÜ SİYASETÇİLERİN SOĞUNKANLILIĞI BİR UMUT IŞIĞI

Ne yazık ki Avrupa ve ABD’de Rusya karşıtı önyargı, düşmanlık ve propaganda son derece yaygın ve de Batı’dan eski Sovyet coğrafyasına akıtılan çok büyük finansal-sosyal-eğitsel ve diğer türden fonlar nedeniyle bununla mücadele etmek de bir o kadar kolay değil.

Öte yandan Lowe yakın zamanda verdiği bir röportajında ise “Gürcistan’ın parlak bir geleceğe sahip olduğuna ve Rusya, AB ve ABD ile ilişkilerinin iyileşeceğine inanıyorum” şeklinde konuşmuş, Kafkasya halklarının zihniyetini yakından tanıyan birisi olarak da “Gürcü halkının bilgeliğinden” söz etmişti.

Her şeye rağmen günümüz Gürcü siyasetçilerinin; komşu halkları ve milletleri birbirlerine bağlayan, hem inanç, hem kolektif karakter, hem de dünya görüşü bakımından yüzyıllardır süregelen bağları unutmadıklarına dair umut geçerliliğini koruyor…

Okay Deprem

Related Posts

“Seni işe götüreceğiz” diye kandırdığı kadını ormana götürüp öldürdü

Mersin’de “Seni işe götüreceğiz” diyerek araca bindirdiği 60 yaşındaki kadını öldüren ve ziynet eşyalarını çalan kişi ile silah temin eden kişi tutuklandı.

Nedim Şener Özgür Özel’i topa tuttu: Tam bir suç makinesi

Gazeteci Nedim Şener, katıldığı canlı yayında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’e sert sözlerle yüklendi. Şener, Özel’in kendisi hakkındaki iddialarına ve CHP’den AK Parti’ye geçen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na yönelik ifadelerine yanıt verdi. Şener, Özel’i “iftiracı” olmakla suçlayarak, “İftira onun ikinci mesleği” dedi.

Hindistan’da sel nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı yükseldi

Hindustan Times’ın haberine göre, Cammu Keşmir Başbakanı Ömer Abdullah, “bulut patlaması” sonucu etkili olan şiddetli yağışlar sebebiyle başlayan sele ilişkin açıklama yaptı. Abdullah, Cammu Keşmir’in Kishtwar bölgesindeki selde çoğu “hacı” olmak …

Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi 2. çeyrekte arttı

Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi (TGFE), 2025’in ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 6,9 ve yıllık bazda nominal yüzde 31,9 artarken, reel olarak yüzde 3,1 azaldı.

Mardin’de feci kaza: 2 ağır yaralı

Mardin’de hafif ticari araç ile motosiklet çarpışması sonucu 2 kişi ağır yaralandı.

Kerem transferinde işler karıştı: Fener teklifini çekti

Fenerbahçe, anlaşmaya vardığı Kerem Aktürkoğlu transferinden geri adım attı; Benfica görüşmeleri durdurdu.